fill- up

  1. dolmakalem
  2. tıkaç
(a) (tamamen/tıkabasa/ağzına kadar) dol(dur)mak.
The room soon filled up with people. (b) (deliği/gediği)
tıkamak, (c) (resmî evrakı usulü dairesinde) doldurmak/tamamlamak.
benzinle doldurmak Verb
doldurmak Verb
form doldurmak Verb
kestiyoner doldurmak Verb
bir mevkii doldurmak Verb
birinin yerini doldurmak Verb
benzinle doldurmak Verb